22 Eylül 2010 Çarşamba

Bugün, az da olsa yoğurt, elma, muz ve kuru kayısı yedim..
faydalı şeyler yiyerek kendime iyi davranmaya karar verdim :)

20 Eylül 2010 Pazartesi

Yılın iki dönemini çok severim.. İlki yılbaşına yakın zaman diğeri şimdiki okulların açıldığı dönem..kırtasiye alış verişi harika bir ayakkabı almaktan çok daha keyifli geliyor..
defter kitap kaplamayı sevmem laf aramızda pek beceremem de..ama etrafımda bu işi üstlenecek hep birileri oldu bugüne kadar..bu mutluluk verici :)
kendimi iyi hissederek başladım güne, tüm o koşturmacanın ardından eve dönerken İlhan şeşen 'gördüğüme sevindim' çalıyordu radyonun düğmesine bastığımda. Araba kullanmayı özlemişim..
şarkı ve gaz pedalı uyum içindeydi..

14 Eylül 2010 Salı

Hiç bir evde huzur yok..huzur evlerinde bile..
bu huzur denen şey neden parayla satılmıyor ki?

13 Eylül 2010 Pazartesi

Dişçi koltuğuna oturmuş gibiyim. Dostları özlemle kucaklamış olsam da..
Yada kavanozdaki sarsak beta balığı gibi. Ayaklarımın altından değil, saçlarımın arasından kayıp gidiyor sanki zaman.. ben daha hızlı olmalıyım. peki ne kaldı yakalanacak olan?

12 Eylül 2010 Pazar

Günler günleri kıyasıya döverken, yalnızca seyirci kalmak onursuzca geliyor. Yorgunum çok ve tuhafım. Yok hiç bir yerde huzur yok sanki. Kabuk tutmaya başlamışken ince bir kan sızdı içime.
Gerçek acı yalnız kaldığında bire bir yaşadığın oluyormuş. Hani bir film karesinde olmadığını hissettiğinde..

8 Eylül 2010 Çarşamba

Evet, gün dediğin nedir ki? Belki bir eskici dükkanı. Her bir an bir öncekinden eski değil mi?
Gün dediğin eskici dükkanı, kıymetli olan anların antika olarak saklandığı...

tırtıklı bir gün sanki, üzerine uğradıkça canımı acıtan...yorganın altından çıkmış küçük bir ayağın masumiyetini düşünüyorum..o ayakta her şey yitiriyor anlamını ve bir tebessüm...
beyaz bir elbiseyle yok oluyorum sanki.
Bugün tatsız sanki.

7 Eylül 2010 Salı

Az önce bitti film...Hüzünden Öte...More then blue.

'eğer kelime gerekseydi, dilsizler nasıl sevecekti'

'birini sevmek ona her şeyini vermektir'

filmden bir kaç replik.
Kore filmleri hep böyle, aşkı biliyorlar, incecik yerlerden öyle bir sarıyorlar ki insanı..
Çok güzeldi çok. Ağlamadım ama.

6 Eylül 2010 Pazartesi

Başlangıç yapmak bitirmekten daha zor...
Bu bir gün-lük, bu bir gün-deli-k. Tam olarak neyim olacağına karar vermediğim.
Browni yaptım, kokusu aklımı başımdan alıyor, sabretmek ne güzel bir erdem.
Kendimle kalabildiğim bom boş günleri seviyorum, tıpkı bugün gibi.