28 Ocak 2011 Cuma

abbas yolcu lafını sevmem ama..öyle :)
hoşçakal karanlık odam, ben dönene kadar uslu dur.
üzülme..
aa kime diyorum ben, gidenin arkasından ağlanmaz :)
öptüms

27 Ocak 2011 Perşembe

dün öğlenki kar maceramızdan sonra bir de akşam 19.30 dan sonra yaptık. Nerdeyse tüm binanın kadınları ve çocukları apartmanın bahçesinde olusturdugumuz pistimizde kaydıkta kaydık. kimi posetle kimi kızakla. sesimizle yeri göğü inlettik. dıstan bakıldıgında koca koca kadınlarız :)) ama yakından öyle değil :)) çok eglendık. ıc organlarımıza kadar ıslanmıstık eve gırdıgımızde.
hadi hürrem baslıyor dagılalım dedıklerınde yemişim hürremi dedim ve devam ettik bir kaç kişi.
minik fokum en hızlımızdı kac defa takla attık :) bu aksam ıcınde haın planlarım var ama hepımızın poposu agrıyor..
tatıl oncesı umarım hastalanmaz çocuklar.

hürrem deyince; mazlumu oynayan kazanıyor bu dünyada. hırs ve sinsiliği de eklersen bu formüle tamam oluyor.
formül bana göre değil ama bazen gözüm dönüyor ve amaca giden her yol mübahtır diye düşünüyorum makyavelli gibi..

26 Ocak 2011 Çarşamba

dün akşam üstü başlayıp 1 saat içinde her yeri kapladı kar. öyleki bugün okullar tatil edildi. kızımın diz kapağına geliyor kar. sabah neşe içinde debelendi oynadı kaydı. okul ttail olduğu için çok mutlu.
masmavi bir gökyüzü pırıl pırıl bir hava ve karlar altında bir gün. güneş öyle tatlı vuruyor ki pencereden bir kedi gibi mayışıp uyumak istiyorum.
dün saçlarımı tekrar boyattım. artık harbi kızıl oldum. kızıl ajan :)
karnım acıktı..güzel bir şeyler yapıp yemek lazım..nem nem nem..
öğlen karla oynamak için aşağı ineceğiz.

şatomuzdan manzara ve hayat harika görünüyor. anlayamadığım başa çıkamadığım şeyler olsada..

karlar kraliçesi olmak zor..duygularını gizlemek kadar..

24 Ocak 2011 Pazartesi

hasta iştahsız uykusuz gecen bir haftanın sonunda iyiyim gibi artık. bu sabah kar fırtınası karsıladı bızı. ılk defa kar yagmasından hoşnut olmadım. yollar kapanacak ıslerım aksayacak dıye korktum neysekı oyle olmadı.

yol göründü artık. yapılacak alınacak seyler var bıraz da heyecan.
allah saglık sıhhat versın dolu dolu gececk tatılımız sımdıden yapılan bır suru program var kafamda.

eve bambu agacı almaya karar verdım..mutluluk ve huzur pozıtıf enerjı verıyormus. gercı ben bambudan daha kullanıslıyım her eve lazım benden :))
her ıstedıgım yapıldıktan sonra benden daha ıyı sirin tatlı bır ınsan olamaz :)))
ha bırde şu ısıklı kürelerden alsak dıyorum hanı diskolarda tam tepede dönenlerden ne güzel olur :)
sabaha kadar dans vur patlasın cal oynasın hahahha
yada yalnız kalmak ıstedıgınde karanlıkta sadece kürenın renklı dönen ısıkları arasında oturup düşünmek.
garıp olmayacak seyler pesındeyım bılıyorum ustune basa basa söylenıyor bu zaten hep . ama napalım ben boyleyım mesela nıye benım bı heykelım yok. ahtapot poll unkını bıle yapmıslar :))
yada bır benzınlıkcım olsa fena mı olur kucuklugmden berı hep hayalımdı.
hatta pompacılarım yarısı kız olacak.
dıger yarısı da yakısıklı gencler ehheheh
hahhaha

ruhum yıprandı son zamanlarda bır seyler batıyor içime mutlu olmak eglenmek hakkım.
yerlerde debelene debelene gulmek ıstıyorum.
kuzenlerımı aılemı ozledım gurultulu nese ıcındekı hallerımızı. dusunuyorumda o zaman kafamıza taktıgımız seyler ne kadar basıtmıs.
herkes dagıldı herkes mutsuz sankı.

neyse..yenı bır gun..
yapılacak cok sey var..
günün hakkını verelım.

karacalı gıbı gırdın aramızaaaaaa al kızını koy cuvalaaaa salla salla vur duvaraaaa
bı zahmet benı de :)

16 Ocak 2011 Pazar

çocuğun iğneleri biteli sadece 3 gün olmuşken cuma yine ateşlendi..bu nasıl iştir anlamıyorum. üstüne aynı şekilde bende hastayım. ağrılardan uykusuzluktan yoruldum. bu sıralar çok sık hastalanır olduk. ben neyse de kızım hasta olmasınnnn!

cuma günü ne zamandır izlemek istediğim bir kore filmini izledim..
the classic..
evet klasikti ama güzeldi.
belki de bütün aşklar klasiktir.
ortada bir kolye vardı. ilk önce kızın oğlana verdiği..o kolye için oğlan askerde çatışmada canından oluyordu. kolyenin boynunda olmadığını anlayınca tekrar çatışmanın ortasına giriyor..bomba patlıyor!
zaman geçiyor.
kız da oğlanda başkalarıyla evlenmiş kadının kızı adamın oğlu olmuş.
tabi oğlanın adamın oğlu olduğu filmin sonunda anlaşılıyor.
bu iki genç de bir birlerine aşık bu arada :)
o kolye dönüp dolaşıp adamın oğlunun boynunda çıkıyor. adam gözlerini kaybetmiş o patlamada..
amma karışık anlattım.
neyse güzeldi film. acayip ağlamak istiyordum ama olmadı.

bir sahnesinde diyordu ki; pencereden baktığında ağacın dalları oynuyorsa o da seni düşünüyor demektir :)
kulaklarını açıp kalbinin sesini duyabiliyorsan o da seni düşünüyor demektir.
ve gözlerini kapattığında gülümsüyorsan..

persembe günü bir arkadasıma öyle gıcık oldum ki 2 gün atamadım üzerimden..
bir insan bu kadar mı rahat olur bebesinin peşinde koşmaktan imanım gevredi.
birde üstüne kitap muhabbeti açıldı. 4 kişiyiz..ikisi öğretmen. ikiside okumayı sevmiyor.
diğer arkadaşım bir geyşanın anılarını önerdi bunlara.
ağız burun eğdi hanımefendi..
haspam :)))
sanıyorki geysaların yatak maceraları var kıtapta. o sekılde degıl dedım de ya ne şekilde dedi :))
ölür müsün öldürür müsün..
bu kişiyle mecburi bir arkadaslığım gelişti yoksa asla ortak noktamız yok. ve mümkün oldugunca görüşmeyecegım artık.

dün 20 küsür kadın oturmuş müge anlıyı konuştular ve osmanı ve muhteşem sülümanı..başka konumuz yok çünkü.
bazen kadın olmaktan utanıyorum.
bu kadınların çoğu da meslek sahibi, hani çalışan okumuş! kadınlar..yaaa.
adam olun önce siz..bak yine sinirlendim..
zaten hastayım şaftım kaymış. bi çekilin gidin başımdan..marsu pilamiler hahahha

**marsu pilami;yumurcak tv de uzun kuyruklu bir çizgifilm kahramanı..

13 Ocak 2011 Perşembe

ünlülerin hayatları ne kadar zor olmalı. nereye gitseler herkes onları tanıyor, rahat nefes aşlamıyorlar..
özgürlük gibisi var mı?
hele benim gibi bir kova burcunun nefes alabilmesi için ihtiyacı olan tek şey özgürlük..kısıtlanmaya zorlamaya asla gelemiyorum..
burada bazen hatta çoğu kez kendimi kapana kısılmış gibi hissediyorum. nereye adım atsam karşımda bir tanıdık hatta birden fazla.aldığın giydiğin gittiğin yediğin içtiğin güldüğün her şey göz önünde..kendine konuşmalarına hep dikkat etmek zorunda olmak çok kötü.
geniş bir çevreye sahip ve tanınan insanlardan olup bir de küçük minicik bir şehirdeyseniz battı balık yan going oluyor :)
dün eve girdikten en fazla yarım saat sonra telefonum çaldı arkadaşlarımdan biri..araban yoktu gelmişssin nereye gittin diyor :))
hemen rapor veriyorum..
öncesinde bizimkiler dizisindeki sabri bey gibi sürekli camda beni karşılayan komşum soruyor hayırdır nerden böyle diye hahah sanki hiç dışarı çıkmıyoruz..en sevdiğim komşum olduğu için ona da ayrı rapor veriyorum..
zaten çok nadirdir işim vardı deyip kestirip atmam..illa hesap vereceğim..ruhuma işlemiş bu durum.
burada ortalıktan sessizce kaybolmak için ancak buharlaşmak gerek.bunlar görünenler birde görünmeyen perdelerin gerisindekiler var ki onlar ayrı komedi :))

insan her şeye alışıyor..bir gün burayı seveceğim ayrılmak dahi istemeyeceğim aklıma gelmezdi.
sevilecek tek bir şeyi bile yokken hemde.

serin ve güneşli bugün hava..hala yerler çatılar dağlar karlı.
artık tek elimle araba kullanabiliyorum :) ve araba kullanırken cep telefonuyla konuşabiliyorum..aman ne büyük marifet hahahahha

keyfim iyi bugün..ama içte bir yerlerde bağıra bağıra ağlamak istiyorum..ağlarken gülmek..dolu dolu sanki bağrım.
doğum günüm yaklaşıyor ve şubat tatili..ve sonrasında bir mevsim daha bitecek..ve ben yaşaya yaşaya ölüyorum..

keşke bende şimdi istanbul'a doğru yola çıkmış olsaydım..
keşkelere yer yok der annem hep..sözünü dinleyeyim..toparlanayım..öğleden sonra harika bir ziyafet çekeyim arkadaşlarıma..

11 Ocak 2011 Salı

infinito..
italyanca bir kelime. uyandığımda italyanca olduğunu biliyordum ama ne anlama geldiğini değil..
sonsuz.. demekmiş..

gülüyorum kendime film gibiyim :) bu kez de rüyamda italyadaymışım yani öyle olmalı..infinito diyerek uyandım..çok enteresan :)))

2011 hızlı başladı..minik kızım zeka küpüm önce sınıfında sonra 2. sınıflar arasında dereceye girip okul çapında istiklal marşı yarışmasına katıldı.
2. oldu.
elbette hakkı birincilikti kılığı kıyafeti o maskot görüntüsü kırmızı beyaz kurdaleleri..
en güzel en özenli en tatlı kızımdı.
önemli değil bu bile bizim için çok güzel bir sonuç.
her daim başarılarıyla gururlandırmaya devam ediyor bizi.
ben ondan heyecanlıydım ama özellikle son bir kaç gün çok çalıştırdım o mimikler hareketler slaytımız fon müziğimiz derken bende yoruldum..
son gece uykusunda sayıklıyordu..
o zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım diye..
o an çokkkk üzüldüm..anlatamam.
günlerce uykudan kalktığımda benimde dilimdeydi bazı dizeleri :))
nazar değdi miniğime yarışma günü hastalandı hemde feci 5 tane penisilin yedi. içim çok acıdı o korkarak ağladığında annem sen vurulsan benim yerime dediğinde..
keşke faydası olabilse 5 değil 50 tanesine razıydım.
neyse artık iyiyiz..

kafam çok yorgun bazen dünya yansa umrumda olmayacak duruma geliyorum. beynimin içindeki bulanıklıktan sıyrılamıyorum..


defalarca kırılıp defalarca affeder mi insan..peki bu sevgi midir..kabartma tozu pastayı nasıl kabartıyor hahhahah

içinde bir şeylerin ölmeye başlaması da ürpertiyor insanı..sonuçta yaşanan bir ölüm..

ama ne demişim bu sabah infinitooooooooooooooooooo :) vay be ne ilginç..başka bir italyanca kelimede olabilirdi..mesela buzdolabı falan. ama ben sonsuz..demişim :))
ispanyolca olsa neyse italyanca bildiğimde yok ama..parçalamışım lugatı hahhaha

sonsuz..