21 Mart 2011 Pazartesi

Bugün dünya uyku günüymüş..bundan dolayı mı yoksa ıkı gundur uykusuz yorgun ve bas agrısı cekmemden mı bılmem oglene dogru bır ıkı saat uyuya kalmısım.
zaten boyun fıtıgım tuttu canım cok yanıyor..ustune bugun rejıme basladım. 15 gunde 10 kılo verdırecek bır lıste ama ben onu esnettım bıraz. en azından mınıcık ekmek parcaları yıyebılıyorum. cok gecmeden bes kılo verecegım boyle gıderse. mesela ogle yemegınde bır domates ve bıraz ton balıgı yedım hepsı bu. bolca su ıcıyorum. canım bır sey ıstemıyor zaten. zor olmuyor yanı.
o sevdıgım sarkı bıle canlandıramıyor benı bugun. sabah kar yagdı hem. gorup gorecegım son kar bu olsa gerek. hay ben bu ruh halimin.....

survıvor unluler baslıycakmıs ya nıhat doganda olacakmıs :)) kacırır mıyım ben hıc.
neymiş;
ınsanlar uc sekılde doğarmış.
1 sezeryanla dogan
2 normal dogan
3 nıhat dogan

uuuuu hahahaha

19 Mart 2011 Cumartesi

Son iki hafta nasıl gecti anlamadım. eşim bu gece dönüyor yurt dışından. bu süre içinde sadece iki kere konuşup sık sık mailleşmek heyecan kattı ilişkimize :)) hahahah diye gülüşümden hoşlandı, yazım kurallarını alt üst eden kelime gruplarımı eleştirdi :) sabırsızlıgım ellerime vurdugu için ben bile geri dönüp okudugumda bazı kelımelerden anlam cıkaramadım:) öpenzi diye bitirdiğim yazılarıma mujjjjjjkoski tarzı öpücüklerle karşılık aldım hahah cabuk adapte oldu polonyalıların bol jjjjjjjjj lerıne..
neyse tavsıye ederım kısa surelı ayrılıkları..bır bırımızın yazım dılını ve buna uyarladıgımız esprılı hallerımızı kesfetmıs olduk on yıl sonra :)

öyle dolu ıkı hafta gecırdım ki..ev adeta türbeye döndü..annemi görmeye gelen komsularım ve arkadaslarımla..son ıkı gun ablamda bizimleydi..ıkı hafta boyunca yedık ıctık gezdık.
can mı dayanır buna kendıme ayırabıldıgım tek gunum dündü.
persembe sabah veda vaktıydı..onları otobüse bındırdıkten sonra arabayla eve dönerken sesli sesli hıckırarak agladım. cok zor geldı. kendı sesım oyle yabancıydı ki bana. sankı yan koltukta bir kadın aglıyor gıbı geldı.
bu agladıgım yol düm düz, ılk hız denemelerımı yaptıgım ama beni hep hüzünlendıren bır yoldur. o yolda kac defa agladım duygulandım hatırlamıyorum.
şimdi iyiyim. dısardakı hava gıbı. bır bulutlu bır günesli. ama fresh.

dünden beri deli gibi davut güloğlu..bir daha..sarkısını dinleyip ritim tutmaya calısıyorum.ayaklarda biraz sorun var ama asacagız onuda :) bir gün karadenızlıler gibi dans etmeyı basaracagum :)
bir daha aduni anar miyim..seni ben benimsun sanar miyim. sözüne inanıp kanar miyim. oyyy oyyyy :)) ha uşak haa.
yok böyle şarkı..

ha işte böyle...

1 Mart 2011 Salı

az once bı arkadasım arayıp..bugun martın biri..üstünü basını evdekı esyaları cırp..mart ıcerı dertler dısarı de..dedı :)
pofff. batıl şeyler bunlar ama usulen kızımın pantalonuyla kendı hırkamı cırptım.
denemekten zarar cıkmaz.
gercı tum evı kaldırıp cırpsam ancak paklar dertlerı..

üzerimdekı yorgunlugu atamıyorum bır turlu..hadi tatil dedık 3 hafta gez gez yorulduk ama bu da nesi..döndük ne kadar zaman gectı hala aynıyım.
kollarım başım vücudum bınlerce ton sanki..
klasık bahar sendromudur dıye dusunuyorum..gercı bahar gelmıs sayılmaz ama.
kış güzeldi. şimdi tüm doğa uyanacak börtü böcek saracak her yanı..güneş kavuracak..bir türlü akşam olmak bılmeyecek.
yazlıklarla bir de o gıcık oldugum parmak arası terlıklerle dolasacak mıllet.
gec saate kadar bebelerın sesi yankılanacak sokaklarda.
uff ne kadar yorucu.
kaç köpek ısıracak deseler halim yok. kenan doğulu asagıda deseler agır adımlarla gıder bakarım. o derece yani..
fitilimin ateşlenmeye ıhtıyacı var..öyle bir sey olmalı ki her sabah yeni bir güne baslamak ıcın heyecanlanmalıyım.
cıkıp futbol macı yapıp ucurtma ucurmalıyım.
bugun ıyı gunumdesın cok mutluyum dıye cumleler kurmalıyım :)
falan da fılan yani..

bugünümüze şükür..ama su ıcımdekı sıkıntıyı al allahım..rahatca uyuyabıleyım.

mart'ı ciğerlerime çekeyim..tüm dertleri üfleyeyim havaya..

bir de blogger kapanacak söylentisi var daha oncede olmustu. kapanmasın tabi..ama kapanırsada cok uzulmem.
hayırlısı olsun..
bu baglamda belkı de bu son seslenısımdır..

27 Şubat 2011 Pazar

yükün ağırlaşınca mecburen adımlarını da ağır atıyorsun..otuzlu yaşlar böyle sanırım..risk almaktan daha bir korkuyor insan..genelleme yapıyorum tabi..herkes öyle değil yada ben.
gezgin bir ruhum olsada bedenim sanki yüzyıllar önce denizin dibine çökmüş bir gemi gibi..
bu gemi bir keşif gemisi mi korsan gemisi mi ayırd edemiyorum su anda.

yüzü hep gülen neşeli pozitif insanların hep gizli hüzünleri üzünüleriyle boğuştugunu düşünürüm..ve bu şekilde bir çok insan tanıdım..
fazla neşe çoğu kez bir maskedir. bu maskeden bende de renk renk bir çok çeşit var.
dün bir arkadaşımın hiç bilmediğim bir üzüntüsünü öğrendim..
böyle durumlarda ah vah etmem hemen mantıklı yolları sıralar karsımdakının görmedıgı noktaları cıkartmaya calısırım. ama bu baya zor bır mesele ve cok hassas.
ben olsaydım dıye bır kac cumle kurdum sonra vaz gectım.
o ben degıldım..
ama olsaydım..tavrım net olurdu.
oysa hep gülen yüzü içtenliği doğallığı..gectıgımız ramazan o onca sıkıntıyı yasarken hıc farkedememısım.neselı ıftar sofralarımızda.
gercı cok sık gorusmuyoruz ama sevdıgım bırı. onu gormek hep mutlu eder benı.

herkesın ıcınde neler saklı..gülen yüzlerin ardındaki çürümüş katledilmiş ruhları süpersonic gözlüklerle görebilecekler mi gelecekte..
olabilir.. :)
o gelecekte ben olmayacağım için mesele yok.
gülen yüzümle yok olup gideceğim.

24 Şubat 2011 Perşembe

ummadığım bir anda bulmak istiyorum..ümidimi kesmişken değil hatta hemen bir an önce.
kaybetmek çok kötü bir şey..
daha kötüsü de nasıl kaybettiğini bilememek..
sır olması..
dua ediyorum şimdi; bir an önce kaybettiğimle buluştur beni..
neredeysen hadi çık karşıma.
beynim yoruldu artık..hadi dön bana!

23 Şubat 2011 Çarşamba

kim zeytinli yumusacık bir poaca yerken kendınden gecebılır?
ben :)))
ay nasıl bır lezzettı o yarabbımmm..
ye ye nereye kadar :))
yine uykumu alamamısım..aslında tam tabırı caızse esekten düşmüş karpuz gıbıyım..
kafamda bır suru sey var tasarladıgım ama hıc bırının ucundan tutup baslayacak enerjım yok.

nıye kin tutamadıgımı düşünüyorum..nıye..oysa kızgın olduklarımdan nefret etmek ıstıyorum..bazen edıyorum da ama kısa suruyor..bır zaman sonra unutuyorum sanki..
halbuki istiyorum ki o nefretle bileneyim her gün..
gercı düşününce nefretımı dahi hakeden birileri yok. banadair her gram duygu cok degerlıdır cunku..
narsist değilim ama sevıyorum kendımı..

bayıla bayıla dınleyecegım bır sarkı ıstıyorum..çok sevmelıyım sürekli dinlemelıyım..hanı ara sıra oldugu gıbı..ama yok..
eskı sarkılarında faydası yok.
aslında şöyle harbi bi kore filmi bulup ızlesem kendime gelirdim :))

21 Şubat 2011 Pazartesi

döndüm karanlık odam..
ne çok kar yagdı üzerime bir bilsen..
ne çok yandı şu içim..
4 tane büyük üzüntüm oldu. teker teker sıyrılıyorum onlardan..sanki ikisi hep yakacak içimi..

çok yorgunum hem bedenen hem ruhen..güya tatil dinlendirir insanı..aksine çok yordu.
ama ılgazdaki son bir hafta her şeye rağmen güzeldi.
karnımın içi acıyana kadar gülmemeiştim ne zamandır..kayak yapmamış yüzmemiş tıka basa yememiş yorgunluktan inleyerek uyumamıştım.

ağzımı acmaya dermanım yok..hızlı bır gırıs yaptım yıne hayatıma..
hiç bir şeyi özlememişim özlemeyide unutuyorum artık galiba.
ertesi günü düşünüp hiç bir heyecan hissetmemek duygusunu yaşamakta kötü..
son 3 haftadır olduğu kadar gezip tozmamıştım sanırım..bılmem belkı de gezmısımdır heeh
gezmek ve gülmek bana yakısıyor ne yapayım..
sonra anlatırım belkı anıtkabırı hayvanat bahcesını ankamall'ı bowlingi buz patenını ılgazı dagları çamları kayak yorgunlugunu kırılan bir cocuk kolunu ve hayallerını snowboard cok zevklı ama tehlıkelı demedım mı deyısımı ..

geldim işte..bir kahve içsek mi?

28 Ocak 2011 Cuma

abbas yolcu lafını sevmem ama..öyle :)
hoşçakal karanlık odam, ben dönene kadar uslu dur.
üzülme..
aa kime diyorum ben, gidenin arkasından ağlanmaz :)
öptüms

27 Ocak 2011 Perşembe

dün öğlenki kar maceramızdan sonra bir de akşam 19.30 dan sonra yaptık. Nerdeyse tüm binanın kadınları ve çocukları apartmanın bahçesinde olusturdugumuz pistimizde kaydıkta kaydık. kimi posetle kimi kızakla. sesimizle yeri göğü inlettik. dıstan bakıldıgında koca koca kadınlarız :)) ama yakından öyle değil :)) çok eglendık. ıc organlarımıza kadar ıslanmıstık eve gırdıgımızde.
hadi hürrem baslıyor dagılalım dedıklerınde yemişim hürremi dedim ve devam ettik bir kaç kişi.
minik fokum en hızlımızdı kac defa takla attık :) bu aksam ıcınde haın planlarım var ama hepımızın poposu agrıyor..
tatıl oncesı umarım hastalanmaz çocuklar.

hürrem deyince; mazlumu oynayan kazanıyor bu dünyada. hırs ve sinsiliği de eklersen bu formüle tamam oluyor.
formül bana göre değil ama bazen gözüm dönüyor ve amaca giden her yol mübahtır diye düşünüyorum makyavelli gibi..

26 Ocak 2011 Çarşamba

dün akşam üstü başlayıp 1 saat içinde her yeri kapladı kar. öyleki bugün okullar tatil edildi. kızımın diz kapağına geliyor kar. sabah neşe içinde debelendi oynadı kaydı. okul ttail olduğu için çok mutlu.
masmavi bir gökyüzü pırıl pırıl bir hava ve karlar altında bir gün. güneş öyle tatlı vuruyor ki pencereden bir kedi gibi mayışıp uyumak istiyorum.
dün saçlarımı tekrar boyattım. artık harbi kızıl oldum. kızıl ajan :)
karnım acıktı..güzel bir şeyler yapıp yemek lazım..nem nem nem..
öğlen karla oynamak için aşağı ineceğiz.

şatomuzdan manzara ve hayat harika görünüyor. anlayamadığım başa çıkamadığım şeyler olsada..

karlar kraliçesi olmak zor..duygularını gizlemek kadar..

24 Ocak 2011 Pazartesi

hasta iştahsız uykusuz gecen bir haftanın sonunda iyiyim gibi artık. bu sabah kar fırtınası karsıladı bızı. ılk defa kar yagmasından hoşnut olmadım. yollar kapanacak ıslerım aksayacak dıye korktum neysekı oyle olmadı.

yol göründü artık. yapılacak alınacak seyler var bıraz da heyecan.
allah saglık sıhhat versın dolu dolu gececk tatılımız sımdıden yapılan bır suru program var kafamda.

eve bambu agacı almaya karar verdım..mutluluk ve huzur pozıtıf enerjı verıyormus. gercı ben bambudan daha kullanıslıyım her eve lazım benden :))
her ıstedıgım yapıldıktan sonra benden daha ıyı sirin tatlı bır ınsan olamaz :)))
ha bırde şu ısıklı kürelerden alsak dıyorum hanı diskolarda tam tepede dönenlerden ne güzel olur :)
sabaha kadar dans vur patlasın cal oynasın hahahha
yada yalnız kalmak ıstedıgınde karanlıkta sadece kürenın renklı dönen ısıkları arasında oturup düşünmek.
garıp olmayacak seyler pesındeyım bılıyorum ustune basa basa söylenıyor bu zaten hep . ama napalım ben boyleyım mesela nıye benım bı heykelım yok. ahtapot poll unkını bıle yapmıslar :))
yada bır benzınlıkcım olsa fena mı olur kucuklugmden berı hep hayalımdı.
hatta pompacılarım yarısı kız olacak.
dıger yarısı da yakısıklı gencler ehheheh
hahhaha

ruhum yıprandı son zamanlarda bır seyler batıyor içime mutlu olmak eglenmek hakkım.
yerlerde debelene debelene gulmek ıstıyorum.
kuzenlerımı aılemı ozledım gurultulu nese ıcındekı hallerımızı. dusunuyorumda o zaman kafamıza taktıgımız seyler ne kadar basıtmıs.
herkes dagıldı herkes mutsuz sankı.

neyse..yenı bır gun..
yapılacak cok sey var..
günün hakkını verelım.

karacalı gıbı gırdın aramızaaaaaa al kızını koy cuvalaaaa salla salla vur duvaraaaa
bı zahmet benı de :)

16 Ocak 2011 Pazar

çocuğun iğneleri biteli sadece 3 gün olmuşken cuma yine ateşlendi..bu nasıl iştir anlamıyorum. üstüne aynı şekilde bende hastayım. ağrılardan uykusuzluktan yoruldum. bu sıralar çok sık hastalanır olduk. ben neyse de kızım hasta olmasınnnn!

cuma günü ne zamandır izlemek istediğim bir kore filmini izledim..
the classic..
evet klasikti ama güzeldi.
belki de bütün aşklar klasiktir.
ortada bir kolye vardı. ilk önce kızın oğlana verdiği..o kolye için oğlan askerde çatışmada canından oluyordu. kolyenin boynunda olmadığını anlayınca tekrar çatışmanın ortasına giriyor..bomba patlıyor!
zaman geçiyor.
kız da oğlanda başkalarıyla evlenmiş kadının kızı adamın oğlu olmuş.
tabi oğlanın adamın oğlu olduğu filmin sonunda anlaşılıyor.
bu iki genç de bir birlerine aşık bu arada :)
o kolye dönüp dolaşıp adamın oğlunun boynunda çıkıyor. adam gözlerini kaybetmiş o patlamada..
amma karışık anlattım.
neyse güzeldi film. acayip ağlamak istiyordum ama olmadı.

bir sahnesinde diyordu ki; pencereden baktığında ağacın dalları oynuyorsa o da seni düşünüyor demektir :)
kulaklarını açıp kalbinin sesini duyabiliyorsan o da seni düşünüyor demektir.
ve gözlerini kapattığında gülümsüyorsan..

persembe günü bir arkadasıma öyle gıcık oldum ki 2 gün atamadım üzerimden..
bir insan bu kadar mı rahat olur bebesinin peşinde koşmaktan imanım gevredi.
birde üstüne kitap muhabbeti açıldı. 4 kişiyiz..ikisi öğretmen. ikiside okumayı sevmiyor.
diğer arkadaşım bir geyşanın anılarını önerdi bunlara.
ağız burun eğdi hanımefendi..
haspam :)))
sanıyorki geysaların yatak maceraları var kıtapta. o sekılde degıl dedım de ya ne şekilde dedi :))
ölür müsün öldürür müsün..
bu kişiyle mecburi bir arkadaslığım gelişti yoksa asla ortak noktamız yok. ve mümkün oldugunca görüşmeyecegım artık.

dün 20 küsür kadın oturmuş müge anlıyı konuştular ve osmanı ve muhteşem sülümanı..başka konumuz yok çünkü.
bazen kadın olmaktan utanıyorum.
bu kadınların çoğu da meslek sahibi, hani çalışan okumuş! kadınlar..yaaa.
adam olun önce siz..bak yine sinirlendim..
zaten hastayım şaftım kaymış. bi çekilin gidin başımdan..marsu pilamiler hahahha

**marsu pilami;yumurcak tv de uzun kuyruklu bir çizgifilm kahramanı..

13 Ocak 2011 Perşembe

ünlülerin hayatları ne kadar zor olmalı. nereye gitseler herkes onları tanıyor, rahat nefes aşlamıyorlar..
özgürlük gibisi var mı?
hele benim gibi bir kova burcunun nefes alabilmesi için ihtiyacı olan tek şey özgürlük..kısıtlanmaya zorlamaya asla gelemiyorum..
burada bazen hatta çoğu kez kendimi kapana kısılmış gibi hissediyorum. nereye adım atsam karşımda bir tanıdık hatta birden fazla.aldığın giydiğin gittiğin yediğin içtiğin güldüğün her şey göz önünde..kendine konuşmalarına hep dikkat etmek zorunda olmak çok kötü.
geniş bir çevreye sahip ve tanınan insanlardan olup bir de küçük minicik bir şehirdeyseniz battı balık yan going oluyor :)
dün eve girdikten en fazla yarım saat sonra telefonum çaldı arkadaşlarımdan biri..araban yoktu gelmişssin nereye gittin diyor :))
hemen rapor veriyorum..
öncesinde bizimkiler dizisindeki sabri bey gibi sürekli camda beni karşılayan komşum soruyor hayırdır nerden böyle diye hahah sanki hiç dışarı çıkmıyoruz..en sevdiğim komşum olduğu için ona da ayrı rapor veriyorum..
zaten çok nadirdir işim vardı deyip kestirip atmam..illa hesap vereceğim..ruhuma işlemiş bu durum.
burada ortalıktan sessizce kaybolmak için ancak buharlaşmak gerek.bunlar görünenler birde görünmeyen perdelerin gerisindekiler var ki onlar ayrı komedi :))

insan her şeye alışıyor..bir gün burayı seveceğim ayrılmak dahi istemeyeceğim aklıma gelmezdi.
sevilecek tek bir şeyi bile yokken hemde.

serin ve güneşli bugün hava..hala yerler çatılar dağlar karlı.
artık tek elimle araba kullanabiliyorum :) ve araba kullanırken cep telefonuyla konuşabiliyorum..aman ne büyük marifet hahahahha

keyfim iyi bugün..ama içte bir yerlerde bağıra bağıra ağlamak istiyorum..ağlarken gülmek..dolu dolu sanki bağrım.
doğum günüm yaklaşıyor ve şubat tatili..ve sonrasında bir mevsim daha bitecek..ve ben yaşaya yaşaya ölüyorum..

keşke bende şimdi istanbul'a doğru yola çıkmış olsaydım..
keşkelere yer yok der annem hep..sözünü dinleyeyim..toparlanayım..öğleden sonra harika bir ziyafet çekeyim arkadaşlarıma..

11 Ocak 2011 Salı

infinito..
italyanca bir kelime. uyandığımda italyanca olduğunu biliyordum ama ne anlama geldiğini değil..
sonsuz.. demekmiş..

gülüyorum kendime film gibiyim :) bu kez de rüyamda italyadaymışım yani öyle olmalı..infinito diyerek uyandım..çok enteresan :)))

2011 hızlı başladı..minik kızım zeka küpüm önce sınıfında sonra 2. sınıflar arasında dereceye girip okul çapında istiklal marşı yarışmasına katıldı.
2. oldu.
elbette hakkı birincilikti kılığı kıyafeti o maskot görüntüsü kırmızı beyaz kurdaleleri..
en güzel en özenli en tatlı kızımdı.
önemli değil bu bile bizim için çok güzel bir sonuç.
her daim başarılarıyla gururlandırmaya devam ediyor bizi.
ben ondan heyecanlıydım ama özellikle son bir kaç gün çok çalıştırdım o mimikler hareketler slaytımız fon müziğimiz derken bende yoruldum..
son gece uykusunda sayıklıyordu..
o zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım diye..
o an çokkkk üzüldüm..anlatamam.
günlerce uykudan kalktığımda benimde dilimdeydi bazı dizeleri :))
nazar değdi miniğime yarışma günü hastalandı hemde feci 5 tane penisilin yedi. içim çok acıdı o korkarak ağladığında annem sen vurulsan benim yerime dediğinde..
keşke faydası olabilse 5 değil 50 tanesine razıydım.
neyse artık iyiyiz..

kafam çok yorgun bazen dünya yansa umrumda olmayacak duruma geliyorum. beynimin içindeki bulanıklıktan sıyrılamıyorum..


defalarca kırılıp defalarca affeder mi insan..peki bu sevgi midir..kabartma tozu pastayı nasıl kabartıyor hahhahah

içinde bir şeylerin ölmeye başlaması da ürpertiyor insanı..sonuçta yaşanan bir ölüm..

ama ne demişim bu sabah infinitooooooooooooooooooo :) vay be ne ilginç..başka bir italyanca kelimede olabilirdi..mesela buzdolabı falan. ama ben sonsuz..demişim :))
ispanyolca olsa neyse italyanca bildiğimde yok ama..parçalamışım lugatı hahhaha

sonsuz..

31 Aralık 2010 Cuma

sabah uyandığımda her yeri bem beyaz görünce çok sevindim..kızımda her çocuk gibi çok mutlu oldu fırladı hemen yatağından.
hala aynı blog sayfamdaki gibi minik minik atıştırıyor..
yılbaşı günü büyük sürpriz oldu ve içimden dedim ki ..evet bu iyiye işaret :)

çam ağaçlı yılbaşı kurabiyelerim geleneksel olarak yine fırında..süslemelerini yapıcam daha sonra ..tepelerine açtığım deliklere de kurdele takıcam ve çevremdeki çocuklara arkadaşlarıma vericem..
ellerim shrek gibi oldu yeşil gıda boyasından..olsun ben renkleri çok severim :)
ve bu yüzden rengarenk bir dünyadır hayalim..

sabahtan beri ne çok mutlu yıllar yazdım umarım öyle olur..
geçmiş yok..gelecek yok..
şu an var..ve kıymetini bilmek gerekir..
ne yaşanmışsa yaşanmış olmuş bitmiş her şey..ve ben yolun yarısına yaklaşmışken artık debelenmek istemiyorum..
kendimden hayatımdan hoşnut devam etmek istiyorum yoluma.
tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakın diye bir söz var ya doğru aslında..
kaçınılmaz olan şeylere sukünetle razı olmaktan da geçiyor mutluluk..
zamanımı tamamlayıp telaşsızca gitmek istiyorum..

ankara çıkışlı bir de biletim var bu sene yine 78 ile bitiyor..amortiye bile razı olabilen biriyim ne kadar gözüm tok :)
canım canım canım seviyorum kendimi :)))
yaramazım gıcığım bencil ve kötüyüm zaman zaman ama seviyorum..

henüz hiç bir yılbaşında gece 12 yi göremeyen kızıma..bu sene de uyur kalırsan üzülme dedim. 10 9 8 7 6 5 4 3 2 1 ve yeni seneeee başka bir şey yok hepsi bu kadar dedim ama o uyanık olmak istiyor milli piyango çekilişini görmek :)

tam gece 12 de dilek tutalım güzel şeyler geçirelim aklımızdan ve olsun..

ho ho ho

28 Aralık 2010 Salı

Dün can ciğer kaçık arkadaşım, sana yılbaşı hediyesi aldımmmm dedi muzip br gülümsemeyle..
bende ona, bende sana aldımmmm dedim, gülüştük..
hediyesini vermek için sabırsızlanıyordu hayır yılbaşı gününe kadar sabret bi anlamı olsun dedim..ama bugün ani bir kararla verdik hediyelerimizi :)
sarıldık öpüştük bolca. çok güzel bir de not yazmıştı..o kutunun içi boş bile olsa önemli değildi önemli olan beni düşünmesi ve hediyesini verirkenki heyecanıydı..
geçen yıl galiba hediyeleşmedik ama ilk senemiz çok duygusaldı..
neyse işte iki sabırsız yanyana gelince böyle oluyor :))
ve yineledi seni seviyorum diye hahahha
bazen kızdırıyor beni ama bende onu çok seviyorum..elim ayağım her şeyim benim. güvendiğim..
çok insan gelip geçiyor hayatımızdan ama bazıları canında ciğerinde kalıyor.
o da benim için öyle olacak.
bir süre sonra yollarımız ayrıldığında..

bu arada sayfama kar yağdırıyorummmm la la la laaaaa ne kadar tatlı oldu yerim ben onları eheh

bugun yapmayı planladıgım hıc bır seyı yapmadım afferimmmm bana..bir günnn daha geçti.
bi şey farkettim şimdi şu an , insan hayallerini dizginleyip ufalttıkça dünyasını galiba daha mutlu oluyor.

26 Aralık 2010 Pazar

Dünkü havuz sauna hamam üçlüsünden sonra hala yorgunluğumu atamadım..ama esas olan beden değil kafa yorgunluğu. Bazı şeylerden sonra alıp başımı gitmek istedim hiç bilmediğim beni tanıyan bilen kimsenin olmadığı bir yerde olmak istedim..zaten çoğunlukla mümkün olmayan şeyleri isterim!
yarın dişçiye gideceğim bir de onun stresi tütüyor başımda. iç dökecek ne çok şey var ama halim yok.

ne zamandır ahududu reçeli yememiştim ne güzel bir lezzet..nem nem nem..bu hafta içi ahududu reçelini de kullanarak çörek yapıcam. Bir de yılbaşı kurabiyeleri..
Müslümanlar yılbaşı kutlamaz demiş bir çocuk diğerine..müslümanlığın yada din kavramının ne olduğunu bilmeyen bir çocuğa nasıl izah edilir bu durum.

kahramanlık türküleri ararken okul için hazırlayacağım slayt için genç osman türküsüne rastladım pek beğendim :)
allah allah deyip geçer genç osman offf offff :)))

ancak çanakkale türküsünün enstrümantal hali daha uygun olacak :)
öyle sitelerde öyle videolar izledim ki nerdeyse uluyacaktım :) damarlarımdaki kanın akışı değişti gururlandım hüzünlendim işte öyle..

24 Aralık 2010 Cuma

Hırslı bir insan olmadım hiç. Çok nadir kabarır o damarım. Bugün o günlerden biriydi. Hırsımın önüne geçemedim kurbanı oldum. Öfkelendim asla yapmayacağım bir çıkış yaptım. Konuyu es geçiyorum yine. önemli değil. ama bana yakışmadı sanki, her zaman sakinliğini ve hanımefendiliğini koruyan biri olmaya devam etmeliyim.
hırslı olmak hep başarılı bir numara olmayı istemek ne kadar zor olmalı. insanın bünyesine zarar. ne kadar yıpratıcı.
allahtan öyle değilim, streslerime bir de bu tarz şeyler eklense tam olurdu.

kaybetmeyi sevmem ama bilirim.
sesimin titrediğini hissettim dokunsalar ağlayabilirdim. sonra hafiften gözlerim doldu zaten.
tıpkı satrançta yenilince hissettiğim duygu gibiydi.

bugün noel olmalı tarihlerden de bi haberim..
hala yurt dışında olsaydık tatil günü olacaktı..her yer sessiz ve sedasız. ve huzurlu ve karlı olacaktı. sıkıcı olma ihtimali de vardı ama..

az önce pratik bir ekler pasta yaptım..henüz bakmadım tadına ama eminim harika olmuştur.
aaa az daha unutuyordum dün minik bir kavanoza yoğurt mayaladım arkadaşımın bebeği için nasıl güzel tutmuş taş gib tadı da enfes çok mutlu oldum :))
yoğurt mayalama serüvenim devam edecek..al sana küçük bir mutluluk daha..
süt uyudu yoğurt oldu hemde ne yoğurt :))

23 Aralık 2010 Perşembe

'kederliyim' derlermiş ya eskiden..işte bu sabah kelimenin tam anlamıyla kederliydim, kederin ötesinde hatta..nedenini yazacak değilim geldi geçti hatta. Ama bu keder öyle bir şey ki yerin dibindesin adeta sağın solun önün arkan yok gelmişin geçmişinde..öylece sanki bir çukurdasın..ve tüm hücrelerin sızlıyor. bu şekilde ifade edebilirim..keder ve üzüntü aynı şey gibi dursa da bence değil..
keder, üzüntünün daha derin daha buğulu hali..


keder kelimesini ilk defa çocukken zeki müren'in bir şarkısında duymuştum..
kahır mektubu isimli plağı döner dururdu..detaylara girmeyeceğim..
ve şimdi şu dakikada açtım dinliyorum..en az 25 senedir dinlemedim..çok tuhaf oldum şimdi nerelere götürdü asla anlatamam..belki başka bir gün fısıldarım..

her gece kederdeyim..durmadan içiyorum..sevda ektin kalbime yalnızlık biçiyorum..


dün yorucu ve keyifliydi..okulda kermes düzenledik. daha ilk tenefüste yarıdan fazlası tükendi yiyeceklerin..benim yaptıklarım saniyesinde bombalandı..eee çocuk ruhundan anlıyorum biliyorum neyin ilginç gelip sevileceğini :)
300 küsür tl topladık. fakir bir okula projeksiyon cihazı alınacak ona katkı olacak bu para.
ayrıca bende esnaf olmaz onuda anladım :)
1 tl lik şeye parası kalmayan bazı çocuklara 50 kurustan verdım kurabıyelerı..kıyamam ben onlaraaaa..gerçi hepsi zengin çocuğu ya neyse :)) sen git ananı/babanı..gönder diyecek halim yok :)))

o değilde fazla detay vermeye başladım son zamanlarda sanki deşifre olmam yakındır..

ben bu karanlık odamı iyiden iyiye sevmeye başladım..kapatıp diğerlerini buraya mı taşınsam ne :)

21 Aralık 2010 Salı

Sen mektup ol ben kalem
Sen kuş ol ben kanat
Sen acı ol ben tokat
Sen su ol ben deniz
Sen şurup ol ben kaşık
Sen deli ol ben divane
Sen göz ol ben gözlük
Sen çay ol ben şeker
Sen telefon ol ben melodi
Sen avuç ol ben çizgi
Sen kahve ol ben telve
Sen kar tanesi ol ben soğuk
Sen saç ol ben yastık
Sen dudak ol ben tebessüm
Sen meyve ol ben vitamin
Sen ses ol ben nefes
Sen kuş ol ben kapısı açık bir kafes
Sen ben ol bende sen
Yağmur ve bulut gibi buluşalım her hangi bir yerde..
Ama önce Maçka da Maçuka’da ..


doğa için çal grubundan dinliyorum..divane aşık gibi..
bu nasıl bir lezzet nasıl ahenk dudaklarına tebessümü yerleştirebilen..
bir yandan bu müzik diğer yandan tarçınlı kurabiyelerin pişerken etrafa yaydığı koku..
uçuyorum :)
blogger dostum 'üryan cümleler' e ise teşekkür ediyorum..hem sayfasına yazdıkları hemde sabah sabah şarkıya eşlik ettiği için :)

*maçuka..maçkanın rumcası..

20 Aralık 2010 Pazartesi

aynı oda içinde özellikle düzenlenmiş 'kitap okuma saati'

anne: ejderha dövmeli kız
baba: insan hakları kavramları ve sorunları
çocuk: arı maya :)

sessizlik ve huzur içinde geçen 1 saate yakın bir zaman..

17 Aralık 2010 Cuma

bir fırtına tuttu bizi..

ne güzel bir türküdür..öyle böyle değil ama nasıl fırtına yağmur dolu buz gibi bir hava. ve karanlık..olsun severim ben..
ha bir de aşure :)
iki gündür aşure yemekten :))
sağolsun arkadaslarım komsularım, ben öyle alengirli işlere gelemem..gerçi bir defa yapmışlığım var :)
yani beceremediğimden değil hehe
istesem parmağımı oynatır dünyayı döndürürüm de üşengecim biraz :))

ne diyordum, yağmurlu havalar güzel aşure güzel dostluklar güzel her şeye rağmen hayat güzel :)

15 Aralık 2010 Çarşamba

Dün canım bir arkadaşıma çok sıkıldı. Ver ver ver sonra biraz durakla hemen yüz çevirsinler. kafama takmıycam geriye atıcam diye teskin ettim kendimi gece..başardığımı düşünüyordum..
öyle bir geçer zamanki yi izlerken.. sonra gecenin üçünde uyanıp bir daha uyuyamayınca çok da geriye atamadığımı anladım.
yinede aldığın kadar vereceksin. bir önceki ayzıda ne demiştik deveye diken :)))
ah ah ah bir uygulayabılsem..

öyle bir gecer zaman ki deyince ya ben ordaki meteye resmen hayranım :)) hele ki son sahnede psikopata bağlaması süperdi :)
nasıl oyunculuk bu!
bu dizi beni yıpratıyor resmen :) çocukluğuma dair ne çok şeyi anımsatıyor..
bir oğlum olsun adı Mete olsun diyorum hahahha

bugünlerde yine çok gezer oldum. her gün bir yerde bugünde davetliyim. gerçi artık çok zevk almıyorum. sabah arkadaşım soruyor ne giyeceksin diye..amannn dedim ne olacak..kırmızı rujum yeter :))

bu arkadaşım geçen akşam rutin aramalarından birinde.. ya bir şey söyleyeceğim sana dedi. hayırdır ne oldu dedim..
seni çok seviyorum dedi:))
bu ilk itirafı değil ama ne zamandır söylememişti hahahha bende seni dedim..
hayatıma bir sürü insan girdi çıktı sen bi başkasın dedi gülmeye başladım.yani şu konuşmamızı biri duysa ne düşünür dedim :)))

ismail yk yı sevdiğimi cümle alem biliyor..gülüyorum yahu ben ona :))
bugün depreştim yine dinliyorum şu anda..
ibo show da çekilmiş görüntüleriyle...nerdesinnnnnn diye haykırıyor :)))
ruhumun arabesk yanı serseri çocuğu:)
kendine has tarzı var her şeyden önemlisi bu..
bir yazımda bununla ilgili yorum bırakmışlardı..
ismail yk evrim teorisinin ıspatı dıye hahahhaha ne gülmüştüm..

bu şarkı insanı kızgın kumlardan serin sulara atıyor, elinde avcunda ne varsa savurasın geliyor hahahhaha
bazen arabesk takılmak hoşuma gidiyor..
söyle be kankam :)))
nerdesinnnnnnn!!!

13 Aralık 2010 Pazartesi

mutsuzum..
kar yağdı ama mutlu etmedi beni..hava sıcaklığı eksi derecelerde her yer bem beyaz..
hiç bir şey yapmak istemiyorum, her şey boş geliyor..hani niye yaşıyoruz nasıl olsa öleceğiz düşüncesi var ya ona saplandım sanki..
yapmak istediğim yaşamak istediğim şeyler var ama bunlar için çaba sarfetmiyorum. ve tabi sihirli değnekte benim masalımda yok.
güya yılbaşı dönemi en sevdiğimdi bu sene hiç bir şey anlamadım umrumda da değil artık.
geçen senede bu zamanlar kötüydüm.
bazen tam her şey yoluna girmiş gibi hissetsemde gerçek olmadığını anlamam geç olmuyor. ne yapacağımı hangi yöne döneceğimi bilmiyorum..
kıbleye mi dönsem acaba hahahha
hayatımdaki her şeyi çöpe atmak istiyorum sonrada kendimi. ama farklı bir çöpe.
biraz karda yürüceğim, izimi belli ederek:)
iyi geleceğini sanmıyorum ama olsun..

9 Aralık 2010 Perşembe

Dün komşularım davetliydi topplam 10 kadın 12 çocuk..harika hazırlandım yaptıgım her şey çok beğenildi..bazen diyorum, allahım ne becerikliyim diye :))
ancak tam bir savaş alanına döndü ev alın bebelerinizi gidin diye feryat ettim şaka yollu :)
tam misafirler geldi tüp bitti tüp bir saat sonra geldi o ara iki küçük tüp bulduk onlarla idare ettik..bir ara elimde iki boş cay bardagıyla mutfağa gırdım uc emekleyen bebek ıkı tupun arasındaydı ve bırı elını caydanlıga attı oyle bır cıglık attım kı cocuk korkudan bıraktı kafasından asagı devrılmesıne ramak kalmıstı orta caplı bır sarsıntı yasadım elım ayagım tıtredı dakıkalarca annelerı ıse benden daha rahattı :))
günün sonunda oturma odamın peteği oldugu gıbı asagı düşmüş nasıl kırdılar bılmıyorum uzerınde zıpladılar muhtemelen klavyemın tusları cıkmıs bır saksı devrılmıs ve kollarımda tırmık ızlerı vardı :))
aşırı yorgun ve gergın olunca benı gülme tutar tüm yaşadıklarımı zor sindirdim..onca yorgunluga gece gelen apartman gorevlısı petegı yerıne taktı ve bırde matkap pıslıgıyle ugrastım..
her zaman mısafır karsılarken daha sade ve rahat gıyınen ben dün tam anlamıyla şık şıkıdımdım..onca kosturmayı ayagımdakı topuklular ve eteğimle göğsümde sallanan boncuklu kolyelerle yaptım..tam anlamıyla kabus gibiydi..bir özür dılemeden herkes aldı cocugunu gıttı yaaa işte böyle.

ben çok titiz bir ev sahibi degılım cocuklar yer ıcer rahat hareket eder umursamam incitmem kimseyi ancak dün cinlerim tepeme çıktı yine de çok sert tepki vermedim.
bazen ne gelirse başıma bu yumuşak yüzümden dolayı geliyor..
benim çok yakın bir arkaadsım var kendısı argo filozofu gibidir :))
bana hep der ki, deveye diken insana ....ken.. yaranır ..ağzımı bozmakta tarzım değil ama o söylüyor ben değil ve çokkk haklı :))

neyse bugün resmen bir enkaz gibi kalktım ama çabuk topladım kendimi..başka bir şey için kuaföre gitmişken saçlarımıda boyattım vee dahası kısa küt ense kısa önler uzun olarak kestirdim..
hayatımda ilk defa saclarımı boyatıyorum sectıgımız renk cok acık gelınce korktum ve koyu olsun bıraz dedım ne cıkacagını gercekten bilmeden cesaret ettım..sonuçtan memnunum..ne karamel ne kızıl ne kahve hepsının karısımı kızıl sanki agır basıyor:) güneşte ve ışıkta oldukca belırgın ben begendım ama bıraz daha acık ton olabılırdı..bır daha kı sefere bır ıkı ton actıracagım rengini bal köpüğüne doğru gideceğiz anlaşılan :) dahası eşimin hala haberi yok görünce şok olacak :)) umarım beğenir..

bugün hayatımda bir ilk yaşadım..biraz tuhaf hissediyorum eski saçımı özledim :)
ben alışkanlıklarımdan kolay geçemem ama geçince de çabuk unuturum..
abartılı değil çok doğal bakalım bi süre gideyim böyle sonra eski kendi rengime dönerim..

işte böyleeee, az önce geldim ve gittiğim davette nefis mamalar yedim zaten iki gündür beşi bir yerde çayımı da içmiyorum allaha emanet gidiyorum..
yemek içmek gezmek para harcamak ne güzelll layla la layyyyyy hahha